İSPANYOL MEYHANESİ
Kararmış tahta masamızda bir şişe şarap
Gecelerden bir gece bezginiz
Üstelik adam akıllı sarhoşuz
Ellerin ellerimde
İspanyol meyhanesinde bir kadın
Çığlık çığlığa şarkı söylüyor
Belli yıkılmış bir kadın
Hayli çirkin,hayli geçkin,ağlamaklı
Zayıf,incecik elli,kalın dudaklı
Sesi bir tokat gibi patlıyor kulaklarımızda
Yüzümüz al al oluyor
İçimiz hüzün dolu,kahır dolu
Gözlerimiz kanlı
İspanyol meyhanesinde bir gece
Seninle başbaşayız
Üstelik sarhoşuz adamakıllı
Daha içelim,daha içelim.
Başını dizlerime daya gözlerin kapalı
Ağla biraz
Bak ben de ağlıyorum
Ocakta odunlar sönüyor
Görüyor musun
Çığlık çığlığa bir kadın
Duyuyor musun
Ah ölelim artık
Bitsin bu delicesine koşu
İspanyol meyhanesi yerin dibine batsın
Yeter yeter
Öleceksek ölelim
Hadi vur kendini şaraba
Kedere ve aşka vur
Daha içelim,daha içelim.
Alkol duvarını geçelim artık
Damarlarımızdan ispirto akmalı
Hey garson
Sustur şu çığlık sesli kadını
Söyle masamıza gelsin içelim
Hey garson
Bütün hesaplar benden bu gece sen de iç
Kapat kapıları
Yabancı gelmesin
İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü
kimse bilmesin
Daha içelim,daha içelim.
BİR GÜN
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum
Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum
Bir sabah gün düğarken aç perdelerini,bak
Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar
Kendini tadılmamış bir hazza bırak
Döküldün dudağından en mutlu şarkılar
Bil ki seni istiyorum
Gecelerden bir gece uyanırsan apansız
Uzakalarda elemli,garip bir kuş öterse
Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız
Ve bir gün kalbimde sarı çiçek biterse
Bil ki seni seviyorum
SEVİ ŞİİRİ
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğuluçoğu zaman,taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost,her zaman sevgili
Ben senin en cok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde,küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini devdim
Kah çocukça mavi,kah inadına yeşil
Aydınlıklar,esenlikler,mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlmalı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren,içinde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları,güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini,zalime direnişini
Haksızlıklar,zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben seninen çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı dünyada
Sensin,her şeyin üzerinde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Ben de yeniden var olmanı,benimle bütünleşmeni
Mertliğini,yalansızlığını,dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim,ben seni sevdim,ben seni...
ÜZGÜN DEĞİLİM
Üzgün değilim kanmayı öğrendimse
Senden seni kıskanmayı öğrendimse
Gelsin beni çepeçevre kuşatsın o ateş
Yüz yıl yanarım yanmayı öğrendimse
BEYAZ GÜVERCİN
Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldım elime,usul usul okşadım
Sevdim,gençliğimi yeniden yaşadım
Bembeyazdı tüyleri,öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı
Eğildim kulağına;dur,gitme dedim
Hareli gözlerinden öpmek istedim
Duydum;aavuçlarında sıcaklığını
Duydum;benden yıllarca uzaklığını
Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere
Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı
Soğuk sularından içtim,serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim
Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım,gözlerim dopdoluydu
Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir nağme yükseldi,güzelden beyazdan
Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın manasını
Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış